Sonbahar mevsiminin yazın verilen kiloları geri almak açısından çok riskli bir dönem olduğunu belirten beslenme uzmanı ve yaşam koçu Gizem Tutar, sonbaharda verilen kiloları korumanın ve sağlıklı kalmanın yol haritasını çiziyor…
Hareketli, keyifli ve eğlenceli koca bir yaz mevsimini daha geride bırakıyoruz. Kimimiz için uzun yüzmeler ve plaj sporları, kimimiz içinse arkadaşlarla çıkılan bisiklet turları ve mehtap eşliğindeki akşam yürüyüşleri çoktan gerilerde kalmaya başladı bile. Gündüzler kısalıyor, güneş hem daha erken batıyor, hem de daha az ısıtıyor artık. Kış mevsiminin habercisi sayılan sonbahar geldi, kapımıza dayandı. İlkbahar aylarında beslenmelerimize dikkat etmeye başlayarak çıktığımız zayıflama yolculuklarımızda, yazın fiziksel aktivitelerimizin de artması sonucunda bütün fazlalıklarımızdan kurtulduk, istediğimiz kilodayız artık. Aman dikkat! Çünkü sonbahar, verilen bütün bu kiloların geri alınması açısından çok riskli bir dönemdir.
Verilen kiloları korumak ve fit kalmak için yapılması gerekenler
\”Sonbahar, fiziksel aktivitelerimiz ile birlikte vücudumuzun susuzluk hissinin ve su tüketiminin de azaldığı, dolayısıyla metabolizmamızın yavaşladığı, aynı zamanda da soğuktan korunmak için vücudun karbonhidrat arayışının arttığı, bunun da vücuttaki yağlanmaların artmasıyla sonuçlanabileceği bir geçiş dönemidir. Bu belirtilere bazı kişilerde görülen mevsimsel duygu durum değişiklikleri ve sonbahar depresyonu da eklenince kişinin tıkanırcasına yemek yemesine veya aşırı miktarda karbonhidrat tüketmesine şahit olduğumuz durumlar yaşanabilir.\”
\”Yaşamımız ve beslenme alışkanlığımız tıpkı satranç oyunu gibi bir ‘strateji sanatı’dır. Sonbaharda artan karbonhidrat ihtiyacını karşılamak için beyaz şekerden uzaklaşıp tam tahıllı ürünlere, makarna ve kurubaklagil gibi zor sindirilen kaliteli karbonhidrat kaynaklarına yönelmek listenin en başında yer alıyor. Bunu yeterli kalsiyum tüketmek izliyor. Çünkü araştırmalar yetersiz kalsiyum alan bireylerin daha kolay kilo aldıklarını ortaya koyuyor. Kilo alma riskini yükseltmemek için günde 2 su bardağı süt veya yoğurt tüketmek yeterli olabiliyor. Su tüketimine dikkat etmek, su içemiyorsanız sonbaharla birlikte azalan su tüketiminiz yerine şekersiz bitki çaylarına yönelmek de dikkat edilmesi gereken konulardan bir diğeri. Dikkat edilmesi gereken diğer nokta protein tüketimi. Diğer besinlere göre daha uzun sürede sindirilen proteinler, metabolizmanın daha hızlı çalışmasına yardımcı oluyor. Bu yüzden her öğüne bir köfte şeklinde formüle edebileceğimiz, öğlen ve akşam yemeklerine bir köfte kadar et, tavuk veya balık eklemek hem kan şekerimizi daha dengeli tutacağı, hem de metabolizmamızı daha hızlı çalıştıracağı için formunuzu korumanıza yardımcı olabiliyor.
Kilo korumaya yardımcı 5 temel besin
Kabızlık durumunda kilo almak kolaylaşacağından bunu önlemeye yardımcı probiyotikli yoğurt veya içecekler,
Kaliteli bir protein kaynağı olarak metabolizmanın çalışmasını hızlandıran ayrıca içerdiği Omega 3 ile kilo yönetiminin en önemli yardımcılarından olan balık,
İçerdiği liflerle hem sizi kabızlıktan koruyan hem de bromalin pigmenti ile yağ yakımınıza destek olan ananas,
Kahvaltıda sütle ya da ara öğünde yoğurtla karıştırılarak günde 2 yemek kaşığı tüketildiğinde kilo korumada destek sağlayan yulaf,
Tatlı krizlerini önlemek için düzenli tüketilmesi gereken tam tahıl ekmeği.
Canınız tatlı istediğinde…
\”Sıcak çikolata, canınız tatlı istediğinde başvurabileceğiniz en masum seçeneklerden biri. Bir fincan sıcak çikolata, hem tatlı ihtiyacınızı karşılıyor hem de mutluluk hormonu seratonin salgılayarak stresten kurtulup gevşemenize yardım ediyor. Dondurma da yaz-kış tüketilebilecek en masum tatlılardan biri. Tabii doğru dondurmayı seçmek de gerekiyor. Örneğin, taze sütten yapılan dondurmalar, kaymakla yapılan dondurmalara göre çok daha düşük kalorili ve daha düşük yağlı oluyor. Evde tatlı yapmak yerine, taze sütten yapılmış küçük porsiyonlu hazırpudingleri ya da yüksek lif içerikleri ile uzun süre tok tutma özelliğine sahip olan tahıl barları tercih etmek de tatlı ihtiyacınızı kesecek iyi alternatifler arasında yer alıyor. Son olarak çocuk ürünleri olarak adlandırabileceğimiz, süt içmeyen çocuklar için hazırlanmış meyveli, çikolatalı sütler ve en az %60-80 süt içeren, çocuklar için hazırlanmış bazı tatlılar da aslında biz büyükler için de son derece sağlıklı tatlı alternatifleri arasında yer alıyor.\”